Ana içerik
Psikoloji
Konu: Psikoloji > Ünite 2
Ders 9: Öğrenme- Klasik (Şartlı) Koşullanma: Sönme, Kendiliğinden Canlanma, Genelleme, Ayrım
- Klasik (Şartlı)Koşullanma: Nötr, Koşullanmış ve Koşullanmamış Uyarıcılar ve Tepkiler
- Edimsel Koşullanma: Pozitif ve Negatif Pekiştirme ve Ceza
- Edimsel Koşullanma: Şekillendirme
- Edimsel Koşullanma: Pekiştirme Tarifeleri
- Edimsel Koşullanma: Kaçmayı ve Kaçınmayı Öğrenme
- Gözlemleyerek Öğrenme: Bobo Bebek Deneyi ve Sosyal Bilişsel Kuram
- Uzun Süreli Potansiyasyon ve Sinaptik Plastisite
- Non-Asosiyatif Öğrenme
- Öğrenmeyi Etkileyen Biyolojik Faktörler
© 2023 Khan AcademyKullanım ŞartlarıGizlilik PolitikasıÇerez Politikası
Klasik (Şartlı)Koşullanma: Nötr, Koşullanmış ve Koşullanmamış Uyarıcılar ve Tepkiler
Orijinal video Jeffrey Walsh tarafından hazırlanmıştır.
Tartışmaya katılmak ister misiniz?
Henüz gönderi yok.
Video açıklaması
Diyelimki bir hamsterım, guinea pigim var. Resmi de burada. Tüm evcil hayvanlar gibi hamsterlar da ödül
sever. Benimki havuç seviyor. Ona ne zaman havuç versem heyecanlanıyor. Onu heyecanlı görmek çok hoşuma gidiyor. Biraz da kıskanıyorum, keşke ben de bir
sebzeye böyle hisler besleyebilseydim, çok daha sağlıklı olurdum. hahhhaha....
Ancak onun için bu heyecan doğal. Onu havuç sevmesi için hiç eğitmedim. Evimde yaşadığı ilk dönemlerde, buzdolabından
bir havuç alıp kafesine getirerek ona sürpriz yapmayı severdim. Buzdolabımla ilgili bilmeniz gereken şöyle
bir şey var, kapağı daima sıkışmış vaziyettedir. Açmak için bayağı yüklenmem gerekir. Bunu yaptığımda da gürültülü bir ses
çıkar. Evcil faremle evimde geçirdiğim bir kaç
hafta sonunda, artık havucun onun için sürpriz olmadığını farkettim. Zira buzdolabının kapağının çıkardığı
sesi duyar duymaz, havucu vermeme kalmadan heyecanlı davranmaya başlıyordu. Ayrıca kendim bir şeyler atıştırmak için
buzdolabını açtığımda yine heyecanlandığını farkettim, havuç almayacak olsa bile. Hayvanımın buzdolabının kapağının sesine
yönelik geliştirdiği bu öğrenilmiş tepki, psikolojide klasik koşullanma adıyla anılır. Bilincinde olmasanız bile klasik koşullanma
sizin için tanıdık bir kavramdır. Bu konsepti anlamak kolaydır. Asıl zor olan doğru terminolojiyi anlamak
ve kullanmaktır. Şimdi bu terminoloji hakkında konuşalım. İlki uyarıcı. Uyarıcı, duyularınızı harekete geçiren
şeylere denir. Gördüğünüz, duyduğunuz, kokusunu aldığınız,
dokunduğunuz ve tadına baktığınız her şey birer uyarıcıdır. Uyarılan, bir tepki verir. Yani uyarıcı, bir tepki doğurur. Şimdi bu örneği kullanarak terimleri iyice
anlayalım. Kimse fareme havuç görünce heyecanlanmasını
öğretmedi. Bu onun doğal, fizyolojik tepkisidir. Kimse ona havuçlara heyecan duymayı öğretmediği
için, buradaki havuca koşulsuz yada şartsız uyarıcı diyebiliriz. Koşulsuz uyarıcı bir çeşit fizyolojik
tepki doğurur. Bizim örneğimizde havuç, heyecan yaratmaktadır. Heyecan, tepkidir. Aslında bu tepkiyi daha iyi bir şekilde
tanımlamak için koşulsuz tepki terimini kullanabiliriz. O halde burada, koşulsuz bir uyarıcı, koşulsuz
bir tepkiyi doğurmaktadır. Belki de terimlerin önüne koşulsuz ekini
getirerek işleri neden karıştırdığımı soruyorsunuzdur. Çünkü az sonra göreceğimiz üzere, farklı
çeşit uyarıcı ve tepkiler vardır. O yüzden şimdilik, koşulsuz terimini halihazırda
doğal olarak yaptığınız bir hareket için kullandığımızı düşünün. Eğer bir şey doğal olarak yapılıyorsa
öğrenilmemiştir, doğuştan gelen bir harekettir. Koşullu terimi ise bir şeyin öğrenildiğini
belirtir. Hatırlayın, klasik koşullanma da bir öğrenme
şeklidir. O halde koşullanmanın öğrenme anlamına
geldiğini bileceğiz. Birisi bize bir şeyi sevmek üzere kendini
koşullandırdığını söylediğinde, o şeyi sevmeyi öğrendiğini anlarız. Pekala, koşulsuz dediğimizde bir şeyin
tabii olarak yapıldığını, koşullu dendiğinde ise öğrenildiğini anlıyoruz. Şimdi faremin havucu almadan az önce ne
yaptığını düşünün. Buzdolabımın kapağı açıldı, bu da açılma
sesini çıkardı. Buzdolabının açılırken çıkardığı
sese nötr uyarıcı deriz. Nötr uyarıcı, görerek, tadına bakarak
ya da bizim durumumuzda olduğu gibi duyarak hissettiğiniz bir şeydir. Ancak test edilen refleksi yaratmaz. Yani örneğimizde, buzdolabı kapağının
sesi duyulabilir, ancak bu ses doğal olarak heyecana sebep olmaz, bunun öğrenilmesi
gerekir. Bu yüzden farem buzdolabının açılma sesini
duyduğu ilk haftalarda tepki vermiyordu. Buzdolabının açılma sesi kendi başına
bir heyecan yaratmıyorsa, bu sese nört uyarıcı deriz. Nötr uyarıcıyı derhal havucun koşulsuz
uyarıcılığı takip eder, o da koşulsuz bir tepki olan heyecanı yaratır. Klasik koşullanma, nötr uyarıcının sunuluşu
ve kısa bir süre sonra da koşulsuz uyarıcıyla takip edilişi ile olur. İki uyarıcının da kullanılmasına deneme
denir. Yani bu iki uyarıcıyı birlikte sunarak
klasik koşullanmayı oluşturursunuz. Benim durumumda, klasik koşullanma oluşturduğumun
farkında değildim ama yine de oluşturuyordum. Buzdolabının açılma sesiyle havuç verilmesini
eşleştiriyordum. Klasik koşullanma, nötr uyarıcının, yani
bizim örneğimizde buzdolabının açılma sesinin, koşulsuz uyarıcının, yani havucun
yarattığı tepkinin aynısını yaratmasıyla gerçekleşir. Yani örneğimizde, klasik koşullanmanın,
buzdolabının kapısının sesinin tek başına heyecana sebep olmasıyla oluştuğunu söyleyebiliriz. Yani hayvanın havuç almadığı durumlarda
da. Bu gerçekleştiğinde, nötr uyarıcının
artık nötr olmadığını söyleriz. Artık koşullanmış yani koşullu uyarıcı
haline gelmiştir. Çünkü daha evvel koşulsuz uyarıcının,
yani havucun meydana çıkardığı tepkiyi yaratma kabiliyetini kazanmıştır. İşte yine o kelime, koşullu, koşullanmış
uyarıcı. Bunun öğrenilmiş anlamına geldiğini öğrenmiştik. Denek farem, buzdolabının sesine heyecanla
tepki vermeye koşullanmıştı. Buzdolabının kapısının açılmasıyla
ilişkilendirilen heyecan, artık koşulsuz tepki değildir. Zira, bu örnekte denek faresi, buzdolabının
açılma sesine heyecan göstermeyi öğrenmiştir. Bu yüzden bu tepki için doğru tanım koşullu
yada şartlı tepkidir. Çünkü bu öğrenilmiş bir tepkidir. Klasik koşullandırmanın ana fikri budur. Bu yüzden artık buzdolabımın kapağını
her açtığımda fareme bir havuç vermek zorunda hissediyorum.