If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *.kastatic.org ve *.kasandbox.org adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Ana içerik

Klasik (Şartlı)Koşullanma: Nötr, Koşullanmış ve Koşullanmamış Uyarıcılar ve Tepkiler

Orijinal video Jeffrey Walsh tarafından hazırlanmıştır.

Tartışmaya katılmak ister misiniz?

Henüz gönderi yok.
İngilizce biliyor musunuz? Khan Academy'nin İngilizce sitesinde neler olduğunu görmek için buraya tıklayın.

Video açıklaması

Diyelimki bir hamsterım, guinea pigim var. Resmi de burada. Tüm evcil hayvanlar gibi hamsterlar da ödül sever. Benimki havuç seviyor. Ona ne zaman havuç versem heyecanlanıyor. Onu heyecanlı görmek çok hoşuma gidiyor. Biraz da kıskanıyorum, keşke ben de bir sebzeye böyle hisler besleyebilseydim, çok daha sağlıklı olurdum. hahhhaha.... Ancak onun için bu heyecan doğal. Onu havuç sevmesi için hiç eğitmedim. Evimde yaşadığı ilk dönemlerde, buzdolabından bir havuç alıp kafesine getirerek ona sürpriz yapmayı severdim. Buzdolabımla ilgili bilmeniz gereken şöyle bir şey var, kapağı daima sıkışmış vaziyettedir. Açmak için bayağı yüklenmem gerekir. Bunu yaptığımda da gürültülü bir ses çıkar. Evcil faremle evimde geçirdiğim bir kaç hafta sonunda, artık havucun onun için sürpriz olmadığını farkettim. Zira buzdolabının kapağının çıkardığı sesi duyar duymaz, havucu vermeme kalmadan heyecanlı davranmaya başlıyordu. Ayrıca kendim bir şeyler atıştırmak için buzdolabını açtığımda yine heyecanlandığını farkettim, havuç almayacak olsa bile. Hayvanımın buzdolabının kapağının sesine yönelik geliştirdiği bu öğrenilmiş tepki, psikolojide klasik koşullanma adıyla anılır. Bilincinde olmasanız bile klasik koşullanma sizin için tanıdık bir kavramdır. Bu konsepti anlamak kolaydır. Asıl zor olan doğru terminolojiyi anlamak ve kullanmaktır. Şimdi bu terminoloji hakkında konuşalım. İlki uyarıcı. Uyarıcı, duyularınızı harekete geçiren şeylere denir. Gördüğünüz, duyduğunuz, kokusunu aldığınız, dokunduğunuz ve tadına baktığınız her şey birer uyarıcıdır. Uyarılan, bir tepki verir. Yani uyarıcı, bir tepki doğurur. Şimdi bu örneği kullanarak terimleri iyice anlayalım. Kimse fareme havuç görünce heyecanlanmasını öğretmedi. Bu onun doğal, fizyolojik tepkisidir. Kimse ona havuçlara heyecan duymayı öğretmediği için, buradaki havuca koşulsuz yada şartsız uyarıcı diyebiliriz. Koşulsuz uyarıcı bir çeşit fizyolojik tepki doğurur. Bizim örneğimizde havuç, heyecan yaratmaktadır. Heyecan, tepkidir. Aslında bu tepkiyi daha iyi bir şekilde tanımlamak için koşulsuz tepki terimini kullanabiliriz. O halde burada, koşulsuz bir uyarıcı, koşulsuz bir tepkiyi doğurmaktadır. Belki de terimlerin önüne koşulsuz ekini getirerek işleri neden karıştırdığımı soruyorsunuzdur. Çünkü az sonra göreceğimiz üzere, farklı çeşit uyarıcı ve tepkiler vardır. O yüzden şimdilik, koşulsuz terimini halihazırda doğal olarak yaptığınız bir hareket için kullandığımızı düşünün. Eğer bir şey doğal olarak yapılıyorsa öğrenilmemiştir, doğuştan gelen bir harekettir. Koşullu terimi ise bir şeyin öğrenildiğini belirtir. Hatırlayın, klasik koşullanma da bir öğrenme şeklidir. O halde koşullanmanın öğrenme anlamına geldiğini bileceğiz. Birisi bize bir şeyi sevmek üzere kendini koşullandırdığını söylediğinde, o şeyi sevmeyi öğrendiğini anlarız. Pekala, koşulsuz dediğimizde bir şeyin tabii olarak yapıldığını, koşullu dendiğinde ise öğrenildiğini anlıyoruz. Şimdi faremin havucu almadan az önce ne yaptığını düşünün. Buzdolabımın kapağı açıldı, bu da açılma sesini çıkardı. Buzdolabının açılırken çıkardığı sese nötr uyarıcı deriz. Nötr uyarıcı, görerek, tadına bakarak ya da bizim durumumuzda olduğu gibi duyarak hissettiğiniz bir şeydir. Ancak test edilen refleksi yaratmaz. Yani örneğimizde, buzdolabı kapağının sesi duyulabilir, ancak bu ses doğal olarak heyecana sebep olmaz, bunun öğrenilmesi gerekir. Bu yüzden farem buzdolabının açılma sesini duyduğu ilk haftalarda tepki vermiyordu. Buzdolabının açılma sesi kendi başına bir heyecan yaratmıyorsa, bu sese nört uyarıcı deriz. Nötr uyarıcıyı derhal havucun koşulsuz uyarıcılığı takip eder, o da koşulsuz bir tepki olan heyecanı yaratır. Klasik koşullanma, nötr uyarıcının sunuluşu ve kısa bir süre sonra da koşulsuz uyarıcıyla takip edilişi ile olur. İki uyarıcının da kullanılmasına deneme denir. Yani bu iki uyarıcıyı birlikte sunarak klasik koşullanmayı oluşturursunuz. Benim durumumda, klasik koşullanma oluşturduğumun farkında değildim ama yine de oluşturuyordum. Buzdolabının açılma sesiyle havuç verilmesini eşleştiriyordum. Klasik koşullanma, nötr uyarıcının, yani bizim örneğimizde buzdolabının açılma sesinin, koşulsuz uyarıcının, yani havucun yarattığı tepkinin aynısını yaratmasıyla gerçekleşir. Yani örneğimizde, klasik koşullanmanın, buzdolabının kapısının sesinin tek başına heyecana sebep olmasıyla oluştuğunu söyleyebiliriz. Yani hayvanın havuç almadığı durumlarda da. Bu gerçekleştiğinde, nötr uyarıcının artık nötr olmadığını söyleriz. Artık koşullanmış yani koşullu uyarıcı haline gelmiştir. Çünkü daha evvel koşulsuz uyarıcının, yani havucun meydana çıkardığı tepkiyi yaratma kabiliyetini kazanmıştır. İşte yine o kelime, koşullu, koşullanmış uyarıcı. Bunun öğrenilmiş anlamına geldiğini öğrenmiştik. Denek farem, buzdolabının sesine heyecanla tepki vermeye koşullanmıştı. Buzdolabının kapısının açılmasıyla ilişkilendirilen heyecan, artık koşulsuz tepki değildir. Zira, bu örnekte denek faresi, buzdolabının açılma sesine heyecan göstermeyi öğrenmiştir. Bu yüzden bu tepki için doğru tanım koşullu yada şartlı tepkidir. Çünkü bu öğrenilmiş bir tepkidir. Klasik koşullandırmanın ana fikri budur. Bu yüzden artık buzdolabımın kapağını her açtığımda fareme bir havuç vermek zorunda hissediyorum.